4 Eylül 2011

Wat Chalong ve Big Buddha

Wat, Thai dilinde tapınak anlamına geliyor. Tayland’ın çok önemli bölümü Budist ve ibadetlerini bu tapınaklarda yerine getiriyorlar. Phuket adasının en ünlü tapınağı ise Wat Chalong. Chalong, festival anlamına geliyormuş. Phuket adasına gelip de bu tapınağı ziyaret edenler adayı görmemiş kabul ediliyorlar. Phuket’te ve genel olarak Tayland’da o kadar çok ibadethane gördük ki; bir noktadan sonra gördüğümüz Buda figürleri bize sıradan dahi gelmeye başladı. O nedenle bu yazı dizisinde mümkün olduğunca kendimi de boğmadan tapınaklardan izlenimler vermeye çalışacağım. 

Öncelikle buraların birer turistik mekan değil, ibadethane olduğunu belirtmeliyim. O nedenle buralar hakkında çok da fazla bilgi yok mekanlarda. Ya yanınızda ya da elinizde mutlaka kapsamlı bir rehber olmaksızın buralara ziyarete gitmemek lazım. Aksi takdirde gafil avlanıyor insan. 

1800’lü yılların başında inşa edilmeye başlanan ama asıl tamamlanma ve yenilenme çalışmaları ile 1876 yılında hizmete açıldığı söyleniyor Wat Chalong’un. Yani şunun şurasında 120-130 yıllık bir tarihi var ve turistler akın ediyor. Ülkemizin o kadar eskiye uzanan bir tarihi var ki; belirtilen yıllardaki yapılara burun kıvırsak yeridir. Milat öncesine uzanan tarihimiz var. Kullanmak lazım bunları tabi ki. Bunu söylerken sadece Tayland’ı kasdetmiyorum, Amsterdam ve Barcelona da yakın tarihli eserlerine rağmen turist akınına uğradığına şahit olduğumuz yerler. 

Wat Chalong’un Phuket ve Tayland tarihinde özel de bir yeri varmış. Tayland halkının gizli Çin topluluğu olan Ang-Yee’lerle savaşına şahitlik etmiş bir mekan. Çinli kalay madencileri olan Ang-Yee’ler adaya geniş çaplı bir göç başlattıktan sonra isyan çıkarmışlar. Çıkan isyan halkı nasıl davranacağı konusunda tedirgin etmiş. Halkın bir kısmı bölgede kalıp isyancılara karşı savaşmak, bir kısmı ise kaçmak gerektiğini düşünüyormuş. Fikrine danışmak için tapınağın başrahibi Luang Po Chaem’e gitmişler. Yüksek mertebeli bir monk olan başrahip, “ben uzun yıllardır buradayım ve hiçbir yere gitmiyorum.” diye kendi fikrini beyan edince, halk da kalıp direnmeye karar vermiş ve uzun mücadeleler sonrasında isyan bastırılmış, savaş kazanılmış. Rivayete göre monk niteliği gereği savaşmasa da halkı Çin saldırılarına karşı bilinçlendirerek savaşın kazanılmasında önemli bir rol oynamış. 

Tapınak birden fazla binadan oluşuyor. Bunlardan en büyük olanında ibadet edenlerden birkaçını izleme imkanı bulduk. Buda’dan taleplerde bulunuyorlardı. Resimdeki kadın duasını ettikten sonra elindeki çubukları yere bırakıyor ve bu çubukların yere düşüş şekline göre dileğine ilişkin bir cevap almış oluyordu. 
Tapınağın duvarlarında Buda’nın hayatının resmedildiğini gördük. Ben bu resim dizisinden bir kısmını bir fotoroman edası ile verip gerisini orayı ziyaret edenlere bırakıyorum. Bir not olarak aktarayım, olayların anlatımı kendi anladıklarımdır, ibadethanede bir açıklama olmadığı için çıkarsama yapmaktan ve Buda’nın hayatına ilişkin okuduklarımı resimlerle ilişkilendirmekten öte gidemedim maalesef. 

Buda, buda olmadan önceki adıyla Siddhartha, babasının kraliyet sarayından acı ve çile dolu yaşama son verebilme ve gerçek hayatı görebilme amacıyla ayrılacağını etrafındakilere bildirir. 

Ormanda upuzun saçlarını keserek buda olma yolunda ilk adımını atar. 
Bir keşişten meditasyon yöntemi ile acılara son vermenin mümkün olduğu yönünde nasihat alır.
Köylüler kendisine pirinç ve su getirirler (Bu efsaneden yola çıkarak olsa gerek her Budist’in kapısının önünde Buda için su ve yemek bırakıldığını gördük Tayland’ın farklı farklı yerlerinde.). 
Acıyı dindirme amacıyla çıktığı yolda kendisini destekleyenler arttıkça, düşmanları da çoğalır. Bunların saldırılarına karşı kendisini uzun saçlı kadın savaşçısı korur. (Uzun saçın güç timsali olması Yunan mitolojisinde uzun saçlarından gücünü alan Samson ile kendisini gösterirken, Budizm’de uzun saçlı kadın savaşçıda vücut bulmuş anlaşılan.) 
Hikayenin kalanı tapınaktan takip edilmeli diyerek blogda son buluyor. 

Resimler tapınağın tek katında değil. Etkileyici resimlere bakarken bir yandan Buda heykellerini incelersiniz ve kendinizi üst katta ve katlarda bulursunuz. En üst kata gelindiğinde Buda’nın hayatının son bulduğunu anlıyoruz. Buda bir nilüfer (lotus) çiçeğine dönüşerek dünyaya gözlerini yumuyor. 
Ejder figürleri yine kendisine yer bulmuştu tapınakta.
Tapınağın üst katlarından bahçe düzeni çok güzel görünüyordu. 
Aşağıdaki resimdeki fırın Wat Chalong’a özgü bir yapı. Diğer tapınaklarda böyle bir yapı yokmuş. Buda’ya dua edip de duası kabul olanlar bu fırında çıra yakarmış.

Tapınaklardan görüntüler ile Wat Chalong’u bitiriyorum. 



Son olarak bir kaç tane de Buda fotoğrafı vereyim.


Phuket adasında görülmesi gereken bir diğer tapınak da Büyük Buda (Big Buddha) Tapınağı. Yeri çok sapa olduğu için gidemedik ama fotoğrafladık. Phuket’teki tepelerden birinin üstüne devasa bir Buda inşa edilmiş. 
Oldukça yeni bir yapı. Üzerinden Chalong ile Kata plajı tamamen görünüyormuş. Görüş-manzara noktası (view point) olarak ifade ediliyor. 

Bir sonraki yazımda Phuket üzerinden yaptığımız turlardan James Bond Adası turuna yer vereceğim.

Hiç yorum yok: