Söz konusu Mardin olunca yazılacakların tek yazıya sığması mümkün değil. Zira tam bir tarih kenti Mardin. Gündüz mezarlık, gece gerdanlık derlermiş bu kente. Aynen de öyle.
Madem Mardin'i anlatacağız insanlarından başlayalım. Annem görevi dolayısı ile belli bir süre Kızıltepe'de görev yaptı. Kafamızda hep terör endişesi oldu, bizlere nasıl yaklaşırlar endişesi oldu. Bu önyargıların ne kadar yersiz olduğunu gitmeden asla anlayamazdık. 2004 yılının sonlarında gittiğimiz Kızıltepe'de ömür boyu bırakmayacağımız, karşılıksız dostluklar edindik. Benim teyzem yok, annem daha küçükken kaybetmiş ablasını. Bir teyzem oldu Mardin'de. Bu sıcaklığı giden herkes hissedecektir.
Halk terör istemiyor. Halk olay istemiyor. Terör olaylarının azalması sonrasında da son derece canlı bir kent haline bürünüyor Mardin. Saat 23-24'e kadar sokaklarda insanlar, açık dükkanlar, hayat görebiliyorsunuz. Oysa Ankara'nın bile çoğu yerinde yok bu canlılık.
Gelir dağılımında korkunç bir adaletsizlik var. Fakiri yiyecek ekmeğe muhtaç. Zengini oldukça lüks arabalarla geziyor. Bir çok ünlü giyim markası gerek Mardin'in içinde gerekse Kızıltepe'de işletmeler açmış. Gelir durumu orta ve üzerinde olanların neredeyse hepsinde lüks cep telefonları ve teknolojik aletler var. Zira garantisiz mal satışı çok yaygın. Aklınıza ne geliyorsa bulabiliyorsunuz Mardin'de. İstanbul'u bilenler için söyleyeyim. Bir sürü Doğubank var Mardin'de.
Yemeklerini fırsat buldukça her yazımın içine sıkıştıracağım ama öncelikle şunu söyleyeyim. Et kültürü oldukça yaygın. Basit bir örnek vereyim. Sabahları çıkın Mardin sokaklarında bir gezin. Burnunuza buram buram haşlama kokusu gelir. Neden mi, kahvaltıda et suyu ikram ediliyor çoğu lokantada.Gelelim Kasımiye Medresesi'ne. Son zamanlarda Cemil İpekçi'nin burada düzenlediği defile ile gündeme geldi medrese. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sayfasında Kasımiye Medresesi'nin Artuklular döneminde yapımına başlandığı ve Sultan Kasım zamanında 1487-1502 tarihleri arasında da tamamlandığı belirtiliyor. Vikipedia da diyor ki; Artuklular Güneydoğu Anadolu Bölgemiz'de 1102-1409 yılları arasında hüküm süren Oğuz Türkmen Beyliği, Kasım Sultan ise Akkoyunlular Devleti hükümdarlarından imiş.
Kasım Sultan'ın bu medrese içinde öldürüldüğüne ve kanının medresenin duvarlarında olduğuna inanılıyor.İki katlı medresenin dar merdivenleri var.O merdivenleri çıkınca uçsuz bucaksız, deniz gibi Mezopotamya ovasını karşınızda buluyorsunuz.
http://www.kultur.gov.tr/genel/Sanalmuzeler/mardin_kasimiye_turkce/index.html adresinden Kasimiye Medresesi'ni 360 derece olarak görmeniz mümkün.
Gittiğiniz mevsime göre ya sıcaktan ya da küfül küfül rüzgardan yorulacaksınız. Önce medresenin içindeki su ile serinletin kendinizi,
Beyazsu'ya giderken yoldan kırçiçeği toplayın.
Yemeğiniz gelene kadar ayağınızı buz gibi suya sokun ve sonrasında lezzetli etllerden tadın, tadın ki; damağınızda kalsın.
1 yorum:
M.TURGUT: Resimlere bakınca eski günler benimde gözümde canlandı. İlk tayin yerim olan Mardin özellikle yemekleri ile akıllarda kalacak bir mekandır.Şiddetle tavsiye edilir.
Yorum Gönder