4 Ekim 2010

Kos Adası-2

Kos adasında Osmanlı mimarisinin de izlerini görmek mümkün. Örneğin Loziya (Loggia) Camii veya Defterdar Camii.
Ancak bizim Kos'ta bulunduğumuz dönemde Loggia Camii kapalıydı o nedenle içine giremedik. Hatta uzunca bir süredir kapalı olduğu izlenimine kapıldık zira etrafında irili ufaklı bir çok seyyar satıcının faaliyet gösterdiğine gördük. Nitekim hemen üstteki fotoğrafın sağ alt köşesinde de bunlardan birini görebiliyoruz.

Kos Adası tatil durakları arasına dahil edildiyse ve tarih de ilgi alanlarınızdan biri ise Hipokrat Asklepieion'una (Asklepieion tıpla ilgili merkez, tıp merkezi anlamına geliyormuş.) gitmeniz elzem olmuş demektir.

Her ne kadar Asklepieion biraz yamaçta kalsa da Kos Adası'nda bisikletten vazgeçmeyin. Vazgeçerseniz yol üzerinde yer alan ve Türk nüfusunun ağırlıklı olduğu Preta mahallesini (Türkler Germe diyorlar) görme şansınız kalmayacak. Hemen köşesinde bir köy kahvesi, turistik eserler ve bize özgü işlemeli ürünler satan dükkanlar ile karşılayacak Germe bizleri. Biraz hoşbeş ettikten sonra köyde oldukça ünlü olan domates reçelini almanızı öneriyorum.

Reçeli attık çantamıza ve yola koyulup ulaşacağız Hipokrat'a. Yeminimiz var. Bisiklet konforlu olmayınca o bizi taşımıyor, biz onu taşıyoruz, inip tutarak direksiyonundan usul usul çıkıyoruz yokuşu ve geliyoruz ören yerine. Biz gittiğimizde 4 Euro idi girişi.

Genel olarak ayakta kalmış bir yapı. Milattan önce 4. yüzyılda kurulduğu söyleniyor. Hipokrat bu adada doğmuş, dünyanın ilk hastanesini de burada inşa etmiş. Yaklaşık 2500 yıl öncesinden günümüze ulaşmış bu mekan hakkında çok şey öğrenmek istemiştik. Ancak gerçekten ciddi çaba gerektiriyordu. Tarihi kalıntıların önünde doğru dürüst bir açıklama yoktu. Olanları okuduk, tarihi algılayamadan, taşlara bakıp oradan ayrılmak durumunda kaldık. Siz orada yapılacak açıklamalara güvenerek gitmeyin, bir rehber kitapçık mutlaka alın yanınıza. Ne yalan söyleyeyim bizim Kültür ve Turizm Bakanlığımız çok daha iyi çalışmış küçük ören yerleri üzerinde. Bunu Kos Adası'nda rahatlıkla anlıyorsunuz.

Biz Kos Adası'na gittiğimizde Kosta Palace Otel'de ve Atlantis Otel'de konakladık. Otellerin belirgin bir özelliği yok. Ancak temizler.

Atlantis Otel ben ve eşimin turizm anlayışına uygun olmayan yerler. Her şey dahil veya yarım pansiyon. Birkaç animatör, müşterileri eğlendirmeye çalışıyor. Ülkemizdeki klasik sistem. Atlantis Otel'de konaklamamıza rağmen şezlongları da ayrıca kiralamaları bize çok nahoş geldi.

Kosta Palace Otel'de oda kahvaltı konakladık. Liman çevresinde güzel bir manzarası olan şirin bir otel. Daha en başında söylediğim gibi Kos Adası Konyaaltı, Bodrum ve Kemer gibi. Çokça alternatifiniz olacaktır konaklama hususunda. Şimdiden iyi eğlenceler.

Hiç yorum yok: