18 Ekim 2010

Dalyan

2008 yılının Ağustos ayındaki bir diğer tatil durağımız da Dalyan idi. Dalyan Köyceğiz Gölü'nün güney kıyılarında kurulmuş, Kaunos antik kentinin tarihi kral mezarlarını tam karşıdan gören ve İztuzu plajı ile sonlanan, Ortaca'ya bağlı bir belde. Köyceğiz ile Ortaca'nın sınırlarını Köyceğiz Gölü ayırıyor.

Dalyan, sazlıklar ile labirenti andıran bir delta. Çok etkileyici bir yapısı var. Rahatlıkla anlaşılacağı üzere resmi internetten buldum. Tıpkı aşağıdaki İztuzu Plajı resmi gibi. Aksi takdirde helikopter falan kiralamam gerekecekti.

Dalyan kenti ise bildik bir tatil kenti. İngiliz ağırlıklı turist geldiğinden olsa gerek her barda İngiltere ligi maçlarını veren kanallar açık ve sürüsüne bereket bira tüketen turistlere rastlıyorsunuz. Köyceğiz Gölü'nün güney kıyısına konuşlandığı için göl manzarası olan çok fazla işletmesi var. Bu işletmelerden herhangi birinde (bunlar arasında farklılaşma varsa da biz fark edemedik) oturup balık yemenizi ve akşamları gölün ve Kaunos'un muhteşem görüntüsünün tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.

Gün aydınlanınca ise adres belli: İztuzu plajı. 5,4 km. uzunluğundaymış bu plaj. Dalyan üzerinden sazlıkların arasından geçe geçe teknelerle gidebiliyorsunuz. Bu plaj caretta caretta kaplumbağalarının doğal yumurtlama alanı olduğundan sit alanı ilan edilmiş ve bu nedenle de inadına doğal yapısını kaybetmiyor. Bir yanında Köyceğiz Gölü'nün ılık ama tatlı suyu, diğer yanında alabildiğine Akdeniz. Kumu da gayet güzel.
Dalyan'a gidilince yapılacak bir diğer şey ise Kleopatra Kaplıcası'nda çamur banyosu yapmak. Kleopatra Kaplıcası'na da küçük bir tekne gezintisi sonrasında ulaşılıyor.Kaplıcaya bu ismin verilmesinin nedeni rivayete göre Kleopatra'nın kendisinin zamanında buraya tefriş etmiş olmaları. Şimdi temizliğimize özen gösteren, titiz, ortalama hijyenik insanlarız ya. Yok öyle bir şey, hepsi yalanmış. Pis diye elimizi süremediğimiz onca yer varken bu çamur banyosuna nasıl girebildiğime inanamıyorum. Hadi ben girerim, eşim nasıl girdi, anlam veremiyorum. Çamur banyosu pisti, sakın girmeyin demiyorum ama çok kötü kokuyordu, bu koku pislikten olmayabilir de. Nitekim girdik ve o kokuyu ne kadar çok sevdiğimiz de yüzümüze yansıdı.
İnsan o kadar muhteşem bir varlık ki; koku kötü bile olsa burnumuz belli süre sonra alışıveriyor buna ve duyarsızlaşıyoruz. Ne de güzel oluyor. Sonra üstümüzdeki çamurlar kuruyor, çok yararlıymış (yararı varsa da hayatında bir kere gelip girenlere değildir o yarar eminim.), bekliyoruz vücudumuzun gerilmesini. Sonra böyle heykel gibi oluyoruz. Bir de o göbek bizim değilmiş de Herkülmüşüz gibi bir de pozlar veriyoruz. O pozları, havasından mı suyundan mıdır bilmem, o çamura giren herkes veriyor.

Artık yeterince kuruduk, sıra duşa geliyor. Zira yeterince geriyor güneş çamurlu vücudumuzu. Duş sonrasında pamuk gibi oluyor insan. Derimiz yumuşuyor ve kayganlaşıyor, parlaklaşıyor. Güzel bir duygu.
Dalyan tatili esnasından ayrıca Kaunos antik kentine ve Sultaniye Kaplıcası'na gidilmesini de şiddetle öneriyorum. Hatta Sultaniye Kaplıcası'nda da çamur banyosu yapılıyor. Naçizane tavsiyem Kleopatra yerine Sultaniye'de çamur banyosu yapılmasıdır. Tesis çok daha büyük ve güzel. Oralara da gittim ama bu yazıya konu olan tatilde değil. Ayrıca oralar Köyceğiz'e ait olduğu için başka bir yazıda ele alacağım.

Dalyan'da biz Happy Caretta Otel'de kaldık. Güleryüzlü işletmeciliği ile gölün kenarında konuşlanmış bu otel. Oldukça güzel bir manzarası var. Yemyeşil ve güzel dizayn edilmiş bir bahçesi var. Göl ve yeşilliklerin ortasında huzurla kitabınızı okuyup, saatlerce oturmak istiyorsunuz. Ortalıkta sevimli köpekleri Ponçik geziyor. Gözle görülemeyecek yerlere kuş kafesleri koymuşlar. Muhabbet kuşları, hint bülbülleri, kanaryalar var bu kafeslerde. O nedenle kuş sesleri de eksik olmuyor. Bu ses de nereden geliyor diye araştırmıştık biz. Sonra bulduk kafesleri ve yapay olması önce moralimizi bozdu, ardından baktık ki; kuşların da keyfi yerinde. Biz de keyifle dinledik cıvıltılarını. Ayrıca ilginç bir tavuk türü olan Habeş tavukları var otelde. Oradan oraya volta atıp duruyorlar. Otel Kaunos'u cepheden görüyor. Sahile gitmek isterseniz, belediyenin dolmuş teknelerine bir telefon ediliyor. Duraklarına bir durak daha ekleniyor ve gelip otelin iskelesinden sizi alıyorlar. Gölde yüzmek de mümkün, zira temiz, ama ot olmasından dolayı olsa gerek dibi görünmüyor. Ben dayanamadım Kaunos'u cephe alıp yüzdüm. Tatlısuda yüzmek korkutur beni ama kaldırma kuvveti yüksekti suyun. Korkulacak yanı yok anlayacağınız. Zaten girmeden önce yeterince soruşturmuştum. İşletme sahiplerinin küçük kızlarının sudan az önce çıktığını öğrenince girmemem için neden kalmadı.
Dalyan sazlıklarla dolu olduğu için sivrisinek de haliyle var. Sinek kovucu ilaç bulundurmak olmazsa olmazlardan.

Hiç yorum yok: