2009 yılının Nisan ayında Pekin'e gitmiştik. Anlattığım herkes oldukça ilginç bulmakta haklılar zira Çin'e gitme amacımız bir düğüne iştirak etmekti. Çok sevdiğim bir kardeşim hayatında radikal bir karar alarak Çin'e yerleşmeye karar verdi ve akabinde de oradan bir gelin aldık. Kendisi de ta Çinlerden kalkıp bizim düğünümüze geldi sağolsun.
Bu farklı ziyaret hakkında anlatılacak çok fazla şey var. Tek bir yazıya sığması imkansız. Başlayalım.
Çin'e indiğimizde ise geniş caddeler, pirinç tarlaları gibi büyük sulak alanlar gördük öncelikle. İçini gezmeye başladıkça devasa büyük ve şekilli binalar ile karşılaştık.



Yollarda çokça bisiklet kullanan da vardı. Elektrik hatları yer altına indirilmemişti, o nedenle kötü bir görünüm arz ediyordu. Burger King ve McDonalds'ın her yerde olması kimi zaman Çin yemeklerini yiyemediğimizde bize kurtarıcı oldu. Starbucks da oldukça yaygındı.





Çok fazla alışveriş merkezi vardı. Görmediğimiz markaların yanısıra Türkiye'de varsa da benim bilmediğim ünlü markalar Çin'de satış ofisleri kurmuştu. Örneğin BMW'nin ve Porsche'un giyim mağazalarını gördük. Bir t-shirt 400 TL idi BMW'de.
Alışveriş merkezlerinin dışında bizdeki gibi bit pazarlarına da rastlamak mümkündü. Buralarda pazarlık usulü geçerli. Size malın ederinin en az 5 misli fiyat veriyorlar, başlıyorsunuz pazarlık etmeye. Sizin de çok düşük fiyat vermeniz gerekiyor ki; ortalama bir fiyatta buluşabilesiniz. Özellikle çok uygun fiyata kravat ve şal almanız mümkün. Ancak hangi Çinli'ye sorsak ürününün ipek olduğunu söylediyse de elbette değildi. İpek olmasa da hala kullandığım bir çok kravatı oradan üstelik de çok uygun fiyatlara (Türkiye'de 40-80 TL arasında satılanlar burada 10 TL'ye pazarlıkla alınabiliyor) satın aldım. Tezgahtar kıza da atkımızı takmıştım.



İnsanları çok sempatik. Güleryüzlü. Ancak çoğu kendisini göz yapısından dolayı çirkin buluyormuş. Ama hepsi kendi yaşlarından çok daha genç gösteriyorlar orası kesin. Yağsız ve tuzsuz yemenin sonucu olsa gerek.
Metro hattı Pekin'in her yanını kaplamıştı. 2008 yılında olimpiyatların da Pekin'de yapılması sonrasında İngilizce yönlendirme tabelalarının arttığını söyledi arkadaşım. Herhangi bir yere gitmekte hiç zorluk çekmedik. Anonslar önce Çince sonra İngilizce yapılıyordu.
Çin mimarisini görmek de çok mümkün değildi. Bu mimari tarzı artık tarihi eserlerde kalmış daha çok. İnsanlar (orta ve üst gelir düzeyinde olanlar) uzun bloklardan oluşan apartmanlarda oturuyorlar genellikle.

Düşük gelirli insanların ise bizdeki gecekondu tarzında geleneksel Çin yerleşim birimi olan Hutonglarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını gördük. Yaklaşık 700 yıllık bir mazisi varmış bu yerleşim birimlerinin. Olimpiyatlar başlamadan önce turistik mekanların çevresinde çok fazla hutong olması nedeni ve de bunların görüntü kirliliği yarattığı gerekçesi ile hükümet tarafından bir çok yerleşim birimi kaldırılmış. Bence restore edilse çok daha iyi olurdu.

Sokaklarda süslemeler gördük hep.
Alışveriş merkezleri Pekin'in her yerinde. Hem alışveriş yapmak, hem de değişik yemekler tatmak, değişik mağazalar, lokantalar görmek isteyen için Pekin'deki adres bence Wangfujing. Biz Pekin'de metro hattı üzerinde olan Fu Cheng Men'de kaldık. Konaklama için merkezilik açısından bu muhiti önerebilirim. Kravat ve şal almak için Yong'anli metro durağında inip Silk Market'e gitmek en iyisi. Fazla silk (ipek) bulunmuyor o ayrı. Ama gerçek ipek için de fiyatlar Türkiye'dekinden çok farklı değil. Teknolojik ürünler açısından Pekin ucuz bir yer değil. Önceden ucuzmuş ama fiyatlar dünya seviyesine çıkmış diyor arkadaşım. Ucuz ürünler için Pekin yerine Hong Kong'u önerdi. Hutongları görmek isteyenler ise Tiananmen Meydanı yakınındaki Yazlık Saray'ın arka taraflarında aradıklarını bulabilirler. Sonraki yazım Pekin'de yeme içme üzerine olacak.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder