Simi adası benim için hayatımın hiçbir evresinde unutmayacağım muhteşem bir tatili ve bir gün mutlaka oraya yeniden gitme hayalimi ifade ediyor. Bir huzur adası. Bir doğa harikası. Yabancı Damat isimli dizinin bir bölümü de bu adada çekilmiş.
Biz Simi adasına Kos adası üzerinden geçmiştik. Bodrum'dan tekne ile Kos adasına geçmiş, orada konakladıktan sonra arabalı vapur ile (bizim arabamız yoktu) Simi adasına yanlış hatırlamıyorsam 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında ulaşmıştık.
Denizi ayrı bir güzel. Tertemiz. Masmaviliğe daldığınız her yerde balıklarla karşı karşıya gelmeniz kaçınılmaz. Adanın avlanma döneminde de çok bereketli olduğuna eminim.
Ada o kadar sessiz ki; kendi aramızda konuşurken diğer insanları rahatsız edeceğimizden korkuyorduk. İş hayatında stresle boğuşanlar için böyle bir sessizlik şart. Ancak ada huzurevi de değil tabi. Akşamları liman çevresine konuşlanan bir çok işletme var. Güzel müzikler sunan barlar var. Diğer bir ifade ile gündüz huzuru, gece enerji patlamasını aynı yerde yaşamak mümkün. Gündüz huzuru size yetmedi mi, geçin sahile, kıyıdan yürüyün, yakamoz da varsa cabası, kaldırın başınızı gökyüzüne, yıldızlar cümbüşünü seyredin. Rahatlama garantisi var bu adada. Bir büyü var.
Ada insanının geneli Türk-Yunan dostluğuna inanıyor ve bunun gerekliliğini de vurguluyor. Adada sünger çıkarılıyor, almanızı tavsiye ederim. Denizin dibinden çıkarıyorlar süngeri, kuruyken sertçe, ama ıslanınca çok emici. Üstelik de doğal. Adanın bence tek kusuru yeşilinin az olması. Keşke o da olsaydı diyor insan. Zaten resimlerden de anlaşılıyor, yemyeşil Ege sahillerinin Simi adasına ulaşamadığı.
Son olarak biraz da adanın tarihinden bahsedeyim. Antik çağlara kadar uzanıyormuş geçmişi. Homer, Strabon ve Heredot eserlerinde Simi adasının tarihine yer vermişler. Ada Roma ve Bizans dönemlerinde Rodos adasına bağlı imiş. Adayı 1309 yılında St. John şövalyeleri ve 1522 yılında da Osmanlı İmparatorluğu ele geçirmiş. Simi halkı Osmanlı'dan özel ayrıcalıklar elde etmeyi başarmış. Buna dini ve dilsel özgürlüğü örnek gösteriyorlar. Daha sonraları bu ayrıcalıklara ada balıkçılarına tüm imparatorluk sularında avlanabilme yetkisinin verilmesi eklenmiş. Ada halkı Yunanistan ile birlikte Osmanlı Devleti'ne karşı bağımsızlık mücadelesine giriştiyse de 1912 yılında İtalyan hakimiyeti altına girmiş. 1943 yılında İtalyan hakimiyeti sona ermiş ve 2. Dünya Savaşı'nda ada İngiliz bombardımanına maruz kalmış. 7 Mart 1948 tarihinde Yunanistan'a bağlanmış.
2 yorum:
Beni de götürürsün artık Param yok ama GÖrkem diye bir arkadaşım var onun güzelliğini kullanırım......
Sevgili adsız :)
Benim de Görkem adında bir arkadaşım var ve onunla herhangi bir tatile gitmeyi aklımdan geçirmem açıkçası. Başımıza bin türlü musibet gelir. Adam uğursuz. O arkadaşımı anlatacak çok güzel bir kelime var uğursuzluğunun nedenini ortaya koyan ama söylemeyeyim şimdi :D
Yorum Gönder