La Terra Rouge bir Fransız şarabı. İçimi kolay, yumuşak, tatlımsı bir şarap. Ama öyle Safari gibi şekerli bir içecek değil. Şarap tatlısı yani.
Kırmızı şaraplar kırmızı et ile güzel gider genelde. Ben bu şarabı somon balığı ile denedim. Zaten somon balığını yanında rakı olmayınca boynunu büken hüzünlenen balıklar kategorisine koyamıyorum. Sanırım biz Akdenizliler balık deyince görece küçük balığı anlıyoruz. Ben somonu seviyorum ama bir balıktan ziyade et kategorisinde değerlendiriyorum. Her neyse somon balığı şaraba çok güzel eşlik etti. Başka bir gün ise ne et yapmıştık evde ne de balık vardı. Bir tane elma güzel bir meze oldu.
Şarabı gözlerimi kapayıp, yumuşak müzikler dinleyerek (Ezginin Günlüğü özellikle) içmeyi seviyorum. Ruhumu dinlendirdiğini hissediyorum bu ikilinin.
Şarap kültürüm çok yoktur ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim soğuk içmeyiniz efendim. Soğuk şarap keskinleşiyor, dilde ve boğazda nahoş bir tad bırakıyor. Hatta denemek için soğuk bir şarabın bir kadehini soğukken bir kadehini de ılıyınca için farkı göreceksiniz. Ama sıcak şaraba bir türlü alışamadım.
Dedim ya şarabın yanında somon balığı çok iyi gitti diye. Biraz da ondan bahsedeyim. Somon balığını pişiriminin kolay olması, tadı ve içeriği yüzünden seviyorum. Tuzlayıp önceden ısıtılmış fırına atın, bitti, 45 dakika ila bir saat sonrasında mis gibi hazır oluyor. Üstelik de kupkuru değil, kısmen yağlı kısmen sulu oluyor. Balığın yağı da çok yararlı. Öte yandan somonu rakı yanında önermiyorum.
Karides salatası ise kendi uydurduğum bir meze. Karidesleri yumuşacık olana kadar haşlıyoruz. Ancak bunun için hazır karidesleri tercih etmesek sanki daha iyi olur, ülkemizin karideslerini ben İskandinav ülkelerinden dondurulmuş olarak gelenlerden daha çok beğeniyorum. karidesleri küçük küçük, oldukça küçük parçalara ayırıyoruz. Limon ve sarımsak ile soslayıp, üzerine ince kıyılmış maydonoz serpiştiriyoruz, akabinde zeytinyağı ekliyoruz ve tuzlayıp karıştırıyoruz. Karışımı hardalla bulayıp, en son üstüne badem ceviz karışımı öğütülmüş çerez serpiştiriyoruz. Rakı için de şarap için de muhteşem bir meze.
Bu şarap gecesini Ezginin Günlüğünün Hürriyete Doğru isimli şarkısının sözleriyle noktalayayım.Orhan Veli KANIK'ın şiirini muhteşem bir ezgi ile sunmuşlar bize:
"Gün doğmadan
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında
İçinde bir iş görmenin saadeti
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı
Sevineceksin
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul
Ruhları sustuğu vakit martıların
Kayalıklarındaki mezarlarında
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin
Bayramlık seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi
Gelin alayı, teller, duvaklar, donanmalar mı
Heeeey
Ne duruyorsun be at kendini denize
Geride bekleyenin varmış aldırma
Görmüyor musun her yanda hürriyet
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol
Git gidebildiğin yere"